Hristiyanlığın sembolü Vaftizhaneler

Hıristiyanlık inancının sakramentlerinden birisi olan vaftiz, eylemsel anlamda yıkanmayı, dini anlamda ise arınma/kutsanmayı ifade eder. Vaftiz, Yeni Ahit’te İsa’nın ölümü olarak suya dalma, İsa’nın dirilmesi olarak sudan çıkma eylemleriyle örtüşür. Vaftizin terimsel anlamı; vaftiz olacak kişinin,kilisede yetkili olan görevli tarafından Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına günahlarının affedilmesi, aynı zamanda suya dalarak yeni bir hayata dirilmesinin sembolüdür.

Santa Maria Bazilikası’na ait vaftizhane

Hıristiyanlıkta, vaftiz olunarak günahların affedildiğine, vaftiz olmayan insanların günahkar bir doğayla yeryüzünde olduklarına inanılır. Fiilen işlenen suçlar ve bunların sonucunda ortaya çıkan hatalar insan benliğinde görünmez yaralar açmaktadır. Bu yaraların tertemiz bir suyla vücuttan atılabildiği yönündeki inanç, insanların bağışlandığı, arındığı ve Kutsal Ruh tarafından kutsandığı anlamına gelir. Bir biçimiyle yeniden doğuş anlamına da gelen bu tutum Kutsal Ruh’un insan doğasında yaşama girişi olarak da algılanır.

Bu inanca bağlı olarak gelişen, bir süreklilik gösteren vaftiz kültü ve bu kültün uygulanması için ortaya çıkan vaftizhaneler ise Hıristiyanlık  dünyası için önemli mimari kalıntılardır.

Vaftizhane,Hristiyanlık dinine giriş ritüeli olan vaftizin gerçekleştirildiği yapılara verilen isimdir. Erken dönemlere ait örneklerden günümüze yapılardan ziyade  vaftiz havuzları ulaşmıştır. 

Bizans mimarisi Liturjik kullanım açısından değerlendirildiğinde en yaygın yapı grubunu vaftizhaneler (baptisterion) oluşturmaktadır. 

Kutsal alanlara girilmeden önce yıkanılması gerekliliği, suyun bu yapıların bir parçası olduğunun göstergesidir.

Hıristiyan dünyada kilisenin naosuna girebilmek için vaftiz olunması şarttır. Yeni dine girişin/kabul edilişin gerekçesi olarak öne sürülen vaftiz ayini erken yüzyıllarda uygulandığı yer itibariyle daha sonraki dönemlere göre farklılık gösterir. Martyr Justin’e göre M.S. II. yüzyılda vaftiz adayları, suyun bulunduğu yerlere götürülerek vaftiz edilirdi. 

İlk dönemlerde vaftiz ayini denizde, nehirde, su kaynağında, gölde ya da daha küçük bir gölette de yapılabilirdi. M.S. III. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlar, vaftiz ayinini teolojik olarak farklı noktalara taşımışlardır. Vaftizhaneler, ayini gerçekleştirmek için kendi içerisinde bütüncül ama diğer dinsel yapılardan ayrı bir mekan ihtiyacı belirdiğinde ortaya çıkmıştır. Bu nedenle vaftiz ayininin hazırlık aşamalarının yapılabilmesi için ana mekanın dışında en az bir mekan daha gerekir.

Dolayısıyla vaftizhane olarak kullanılan mekanlar kilisenin yakınında kiliseden bağımsız, kilisenin bitişiğinde ek mekan ya da kilisenin herhangi bir bölümünde oda şeklinde düzenlenebilir.

Suyun vaftiz ritüelindeki gerekliliği düşünüldüğünde bu ayinin yapılabilmesindeki ön koşul suyun içerisine konulduğu havuzlardır. Erken Hıristiyanlık döneminde, inşa edilen havuzlar farklı plan tipleriyle karşımıza çıkar.

Bu plan tiplerinin ortaya çıkmasında belirli bir sistem ya da geleneğin devamı izlenemese de sembolize edilen bir takım ögelerin varlığı vaftiz havuzlarının ortaya çıkması ve yaygınlaşmasında tercih sebebidir. Bu anlamda, kare ve dikdörtgen planlı vaftizhanelerin dört köşesi dört İncil yazarına, dairesel vaftizhaneler evrenin şekline, sekizgen vaftizhaneler İsa’nın havarilerine sekizinci günde görülmesine, büyük tufandan sonra Nuh’un gemisinden sekiz kişinin sağ kurtulmasına, sekiz sayısının yaşamı yenileyen simge olmasına, onikigen vaftizhaneler İsa’nın on iki havarisine sembolik göndermeler olarak yorumlanabilir.

Hıristiyanlığın bir öğretisi olarak vaftiz ayininde kullanılan bu mimari ögeler, mermer, kireçtaşı, taş, tuğla vb. malzemelerden üretilmiştir. Erken Hıristiyanlık döneminin kiliselerden sonraki önemli dini yapısını oluşturan vaftizhaneler genellikle bazilikaların farklı noktalarına bitişik ya da yakınlarına inşa edilmiş farklı plan şemalarına sahip yapılardır.

KAYNAKÇA,:

 Erken Bizans Dönemi Mimarisinde Az Bilinen Bir Düzenleme: Thalassidionlar 

GEÇ ANTİK ÇAĞ VE ERKEN HIRİSTİYANLIK DÜNYASINDA DİNSEL SU İNANIŞLARI

BİZANS MİMARİSİ VE SANATI

 MERSİN ÜNİVERSİTESİ KILIKIA ARKEOLOJİSİNİ ARAŞTIRMA MERKEZİ

YAZAR:AHMET YASİN AYTEMİŞ

Yorum bırakın

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın