TEKFUR SARAYI

Tekfur Sarayı günümüze ulaşan nadir Bizans saraylarındandır. Ne var ki Tekfur Sarayı olarak bilinen yapı esasında bağımsız bir yapı olarak düşünülmemelidir. Yapı aslında XI. ile XV. yüzyıllar arasında imparatorluk sarayı olarak kullanılan, Blekhernai Saray kompleksinin bir parçası durumundadır. Blekhernai Saray Kompleksi’ne sonradan eklenen Tekfur Sarayı tarih boyunca farklı amaçlarla kullanılmıştır. Saray, Edirnekapı’dan (Charisius Kapısı) Theodosios sur duvarlarının, Eğrikapı (Kaligaria) arasına inen ve Komnenos sur duvarlarının birleştiği yamaçta, iki sur arasına inşa edilmiştir.

Tekfur Sarayı’nın ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı kesin olarak bilinmese de XIII. yüzyıldan sonra yapıldığı tahmin edilmektedir. İlk incelemelerde VII. Konstantinos Porpyrogennetos (913-959) tarafından oğlu Romanos için yaptığı ileri sürülse de yapını kalıntıları incelendikten sonra en erken XIII. yy. ile en geç XIV.yy. arasında yapıldığı düşünülmektedir.Aynı zamanda bazı kaynaklarda Tekfur Sarayı, Büyük  Konstantin döneminde yapıldığı ve I. Justinianus (527-565) döneminde de onarıldığı da iddia edilmektedir.Ancak Justinianus tarafından onarılan bu yapının Bakırköy’deki Hebdomon Sarayı ile karıştırıldığı anlaşılmaktadır. Tekfur Sarayı’nın inşa problemi bilim insanları arasında da tartışılmaktadır. Krautheimer yapının XIV. Yüzyılın ilk 30 yılında inşa edildiğini, Mango VIII. Mikhail (1259-1282) döneminde yapıldığını, Velenis ise XIV. Yüzyılın orta dönemlerinde yapıldığını düşünür. Keza Sarayın III. Andronikos (1328-1341) tarafından, imparator  II Andronikos’un ikametgâhı olan Blekhernai Sarayı’na yakın olabilmek için konut olarak kullanıldığı tarihi kaynaklarda yer almaktadır. Yapı, “Tekfur Sarayı” ismini esasında geç dönemde Türkler ile Bizans arasında var olan etkileşim vasıtasıyla almıştır.Erken Osmanlı Döneminde Türkler, Bizans İmparatoru ve derebeylerine Tekfur (taç giyen, taçlı kral) olarak hitap ettikleri için, yapı da Tekfur Sarayı olarak anılmaya başlanmıştır.Aynı zamanda Constantinus Sarayı veya Porfi rogenetos Sarayı olarak da anılır.

Tekfur sarayı Eski Theodosius Suru’nun kuzey ucunda, keskin bir sur burcu ile Orta Bizans döneminde (muhtemelen 10. yüzyıl) yapılan dikdörtgen kalın kule arasında, iç duvar ile dış duvar üzeninde inşa edilmiştir. 5.600 metrekareye yayılan bu yapı: saray bölümü, kule ve avludan oluşmaktadır. Saray üç katlı ve dikdörtgen planlıdır. Yapı malzemesi olarak, sarayın duvar örgüsünde beyaz küfeki taşı ve tuğla kullanılmıştır. Sütunlu kemerlerle avluya açılan zemin katın üzerinde iki kat daha bulunur. Birinci katının içten kubbeli olduğu anlaşılmaktadır ama ikinci ve üçünü katında orijinal yer döşemesi kısımları mevcut olmadığından, katlar arası geçişi bilinmiyor. Katların birbirinden ahşap döşemeler ile ayrıldığı tahmin ediliyor. Sarayın 2. katı surlarının üzerinden görülebilmektedir. Zemin ve 2. katları servis elemanlarının kullandığı; imparator bu sarayı kullandı ise, orta katta bulunduğu düşünülmüştür. Binanın avluya bakan cephesi ise geometrik bezemeli olup, renkli taş ve tuğlalardan oluşmuştur. Yapının kuzeye yani avluya bakan ön cephesi, arka kısımdaki güney cephesine göre daha süslüdür. Ayrıca binanın doğu yönünde cepheyi hareketlendirebilmek adına aralıklı mermer konsollarla desteklenen balkon yerleştirilmiştir.

TEKFUR SARAYI PLANI

İstanbul’daki Bizans eserlerinin duvarlarında her zaman iç ve dış birlikteliğe dikkat edilmiştir.Dışarıdaki tuğla sayı ve şekilleri ahengi sağlamak amacıyla içeride de aynı şekilde devam ettirilmiştir. Tekfur Sarayı da bu duruma güzel bir örnektir: kemerlerin, tuğlaların ve kornişlerin iç ve dış çeperde uyumlu olduğu görülecektir. Bu durum başkentteki Bizans yapılarının taşra bölgelerinden ayıran en önemli özelliklerinden birisidir.

Manzara olarak tüm Haliç’e bakan Tekfur Sarayının iç kısmı

İstanbul kuşatmasında Topkapı – Edirnekapı arasında yoğunlaşan çarpışmalar sonucunda Türkler şehre bu alandan içeriye girmişlerdir. Tekfur Saray’ı da surlara bitişik olması sebebiyle zarar görmüşse de daha sonra onarılmış ve kullanılmıştır. XVI. yüzyılda burası Pirî Reis’in Kitab-ı Bahriye adlı eserindeki İstanbul haritasında Tekfur Sarayı çatısının çifte meyilli olduğu ve bitişiğinde ahşap balkonu olduğu görülmektedir. Ayrıca bazı kaynaklarda da sarayın güney kısmını şapel çıkıntısı olarak gösterilir. Çatısının ne zaman yok olduğu konusunda kesin olarak bilgi olmasa da XVII. yüzyıl içerisinde ortadan kalktığı muhtemeldir.Bizans dönemindeki gibi fethin hemen ardından sarayın nasıl işlevlendirildiği kesin olarak bilinmemektedir ancak yapı muhtelif amaçlarda kullanılmaya devam etmiştir. Örneğin; XVI. yüzyılda fi l ve zürafa ahırı olarak kullanılmıştır. Hatta saray metruk olduğu yıllarda bazı rivayetlere göre kaşıkçı elmasının buradaki çöplüğün içerisinde çıkartılıp, Topkapı Sarayı’na götürüldüğü düşünülmektedir.

İstanbul’da Bizans döneminden kalan surların dışında Tekfur Sarayının görünüşü

Tekfur Sarayı’nın kaderi XVIII. yüzyılda içerisinde çini atölyesi kurulması ile değişmiştir. Böylece Tekfur Sarayı kaybolmaya yüz tutmuş İznik çinilerinin yeni evi olmuştur. Bu sebeple buradan üretilen çiniler sarayın ismi ile ün kazanıp Tekfur Çinileri olarak anılmıştır. Saray XIX. yüzyılın başlarında cam fabrikası (şişehane) olarak kullanılmıştır. Tekfur Sarayı sonraki yıllarda Yahudihane (Musevilerin toplu oturdukları sosyal mekân) olarak kullanılmıştır. Tekfur Sarayı 1864 yılında vuku bulan yangından dolayı son zamana kadar dört duvar şeklinde kalmıştır. 1934 yılında saray ve civar bölgeler güvenli bir bölge olmaktan çıkmış ve çöplük yığınları ile dolmuştur. Keza Jacques Pervititch tarafından hazırlanan 1928 tarihli İstanbul haritasında Tekfur Sarayı harabe olarak göstermektedir. Eski günlerini arayan Tekfur Sarayı 1937 yılında kaçak mezbaha olarak dahi kullanılmıştır. Bizans’ın günümüze ulaşan nadir yapılarından olan bu saray, 1955-1970 tarihleri arasında bir takım onarımlar geçirmiş, daha sonraki yıllarda Prof. Dr. Filiz Yenişehirlioğlu önderliğindeki çalışmalar ile önemli aşamalar kaydederek müze haline gelmiştir.

Tekfur Sarayında Yapılan Restorasyon Görüntüleri

KAYNAKÇA

Tanrıverdi , Ü(2019 ).Bizans ve Osmanlı’nın Buluştuğu Yer:Tekfur Sarayı . Üsküdar , 1 Erişim :Book 1.indb (d1wqtxts1xzle7.cloudfront.net)

001503789006.pdf (sehir.edu.tr)

001503796006.pdf (sehir.edu.tr)

001503772006.pdf (sehir.edu.tr)

001580036010.pdf (sehir.edu.tr)

Palace of the Porphyrogenitus, Tekfur Saray – Hagia Sophia History (pallasweb.com)

Tekfur Sarayı – Vikipedi (wikipedia.org)

Tekfur Sarayı Müzesi (tekfursarayi.istanbul)

HAZIRLAYAN : ZEYNEP ÖZCAN

Yorum bırakın

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın